Eserleri

Hak - Adalet - Hukuk
Hak - Adalet - Hukuk

Bülent Köse’nin ikinci kitabı “Hak - Adalet - Hukuk” Cinius Yayınları’ndan çıktı. Köse, bu kitabında Hak, adalet ve hukuk konularında Türkiye'de yaşanan sorunları ele alıyor ve çözüm yollarını ortaya koyuyor.

Köse, kitabında özetle; “Hak ve Adalete dayanmayan hukuk hiçbir işe yaramaz. Hukukun Hak ve Adaletten sapması, ne devlete fayda sağlar ne de topluma. Bu çelişkiden tek faydalanacak olanlar, devlet ve toplum arasındaki bir grup mutlu azınlıktır. Hak ve Adaletten uzak olarak hazırlanmış hukuk normlarını, ne devlet ne de toplum içselleştiremez. Benimsenmemiş hukuk normları, devletin ve toplumun hem kendi kendilerini hem de birbirlerini kandırmaları anlamına gelir ki, ülke bu durumdan çok büyük zarar görür.

Hukuku talep edenlerin, hukuku yapanların, hukuku uygulayanların ve hukukla yargılayanların tamamı, Hak ve Adalet esasında buluşmuyorsa, gerçek manada bir hukuk tecelli etmiyor demektir. Hak ve Adalet, herkesin arzusu ve ortak amacı olmadıktan sonra, yarım yamalak bir Hakkaniyet düşüncesi ve eksik gedik bir Adalet duygusu ile hukuk sistemi kurulamaz. İnsanların, hukuka sahip çıkması ve yine hukuka saygı duyması; hukukun Hak ve Adaletli olması ile mümkündür.” demektedir.

Köse, bu kitap vesilesiyle herkese şöyle sesleniyor;

“Türkiye, çok zor bir dönemden geçiyor. Bu sıkıntılı günlerin aşılabilmesi için, seksen milyon vatandaşımızın birlik ve beraberlik içerisinde olması ve birbirlerine kenetlenerek geleceğine sahip çıkması çok önemlidir. Bu ülke için herkes bir şey yapmalıdır. Yarın daha güzel bir Türkiye görmek istiyorsak eğer, bugün hepimiz elimizi taşın altına koymalıyız. Bunun bilincinde olarak; “Hak – Adalet – Hukuk” kitabını yazmış bulunmaktayım.

Hukuk; zamana, mekâna ve insana şekil verir. Hayatı düzenleyen, topluma ve devlete nizam veren hukuk, insanca yaşamak için gerekli olan ortamın kurulmasını ve devamını sağlar. Ülkenin; dününü belirlemiş olan, bugününü idame ettiren ve geleceğini dizayn edecek olan hukuk, hem tüm iyiliklerin kaynağı, hem de tüm musibetlerin sebebi olabilir. Hak ve Adalet esaslı bir hukuk; insanların, mutlu ve huzurlu bir hayat sürmelerini; en güzel hayallerini, hatta ulaşılamazmış gibi görünenlerini bile gerçekleştirebilecekleri bir dünyayı kurmalarını sağlarken; Haksız ve Adaletsiz bir hukuk; acılarla, hüzünlerle, hayal kırıklıklarıyla dolu bir dünyayı ortaya çıkararak, insanların hayatını kâbusa dönüştürebilir.

Günümüz dünyasında; yeryüzü kan gölüne dönmüş, gözyaşı sel olup akmaktadır. Yeryüzüne hâkim olan zihniyet, insanlık için yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya kuramamıştır. Her gün daha da kötüye gitmekte olan bu durumun tersine çevrilmesi; tüm insanlığın, barış içerisinde, güvenli, huzurlu ve müreffeh bir hayat sürdürebilmesi; Yeryüzünün tüm canlılar için daha yaşanabilir bir yer haline gelmesi için yeni bir medeniyet fikrinin ortaya konulması zamanı gelmiştir.

Dünya’yı içine düştüğü bu sefil durumdan kurtarmak ve geleceğini teminat altına almak için yeni bir medeniyetin inşa edilmesi gerekmektedir. İnsanlığın ve tüm canlıların, hayatiyetini devam ettirebilmesi için elzem olan bu yeni medeniyetin mimarı Türkiye olacaktır. Bunun için öncelikle; büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası gerekmektedir. Büyük ve güçlü Türkiye olmanın ön şartı da; hukukun üstünlüğü temelinde, Hak ve Adalet esaslarına göre yapılacak kanunlardır.

Hak ve Adalet temelinde bir hukuk sistemi kurmayı başarabilirsek, gelecek nesillere en büyük mirası bırakmış oluruz. Hak ve Adalet esaslarına göre yapılmış kanunlar, Türkiye’nin kendinden emin adımlarla ve güvenli bir şekilde yarınlara yürümesini sağlayacaktır. Türkiye’yi, geleceğin süper gücü yapmak istiyorsak eğer; Hak ve Adaleti esas alan kanunlar çıkarmaya, Hak ve Adaleti merkeze alan bir Hukuk sistemi oluşturmaya ve Hukukun üstünlüğünü tesis etmeye mecburuz…”

Hak - Adalet - Hukuk

Bülent Köse’nin “Ortadoğu Birleşmeli” adlı kitabı Cinius Yayınları’ndan çıktı. Köse, bu kitabında Ortadoğu’nun sorunlarını ele alıyor ve çözüm yollarını ortaya koyuyor.

Köse, kitabında özetle; “Ortadoğu’da kesin ve kalıcı çözüm; Ortadoğu devletlerinin kendi iradelerini ortaya koyarak, ortak bir bilinç oluşturmak suretiyle ve güç birliği yaparak mümkün olabilir. Ortadoğu halkları arasında aslında hiçbir kin ve düşmanlık yoktur, bilakis Ortadoğu halkları birbiriyle dost ve kardeştir; ancak Küresel güçler, Ortadoğu halkları arasında suni olarak kin ve düşmanlık tohumları ekmektedir. Ortadoğu halkları, Küresel güçlerin oyununa gelmemeli ve birbirlerine kötülük yapmaktan uzak durmalıdırlar. Ortadoğu’da akan gözyaşı ve kanı; ancak ve ancak Ortadoğu halklarının birlik ve beraberliği durdurabilir. Ortadoğu insanının zihni bulandırılmış ve gerçekleri idrak etmesinin önüne geçilmiştir. Bunu aşmak için zihinler temizlenmeli ve gerçekler Ortadoğu insanına anlatılmalıdır.” demektedir.

Köse, Ortadoğu’ya birlikte düşünme çağrısı yapıyor ve beraber hareket etmenin önemine değiniyor. Ortadoğu devletlerinin, kendi aralarında bir araya geldikleri takdirde, hem Ortadoğu’ya barış, huzur ve refahı getireceklerini, hem de Dünya barışına çok büyük katkı sağlayacaklarını vurguluyor.

Köse, kitabında Ortadoğu halklarına şöyle sesleniyor;

“Bir araya gelin, birlik olun, birleşin. Siz birlik olduğunuz sürece Küresel güçler size zarar veremez. Unutmayın ki; Küresel güçlerin en büyük stratejisi, sizleri bölmek ve parçalamak üzerine kurgulanmıştır. Bu yüzden Küresel güçler, sizleri birbirinize düşman etmek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardır ve yapmaya da devam edeceklerdir. Sizler, ancak beraber hareket ettiğiniz sürece güçlü olabilirsiniz ve Ortadoğu’ya hükmedebilirsiniz, bunu sakın aklınızdan çıkarmayın.

Ortadoğu’yu hemen yarın kurtaramazsınız. Ortadoğu’yu kurtarmak, bu topraklarda barışı ve huzuru yeniden tesis etmek; refah seviyesini yükseltmek, öyle hemen bugünden yarına olabilecek bir şey değildir. Nasıl ki, Ortadoğu’yu bataklığa çevirmek Küresel güçlerin birkaç yüzyılını aldıysa, Ortadoğu’yu güzel günlere ulaştırmak da sizin en azından yarım yüzyılınızı alacaktır. Bu uzun bir zaman olarak görülmemelidir. Ortadoğu’nun kurtuluş mücadelesini bir insan ömrüyle sınırlı görmemek gerekir. Nesilleri aşan bir zaman diliminde, ustaca kurgulanmış bir planla, stratejik düşünerek ve taktik geliştirerek kurtarılabilir Ortadoğu.”